SINAV GELİYOOOOOR !!!!!

            Gelecek ay lise ve üniversite giriş sınavlarının yoğun olarak yapıldığı bir ay. Bütün bir yılın çalışmasının birkaç saat içinde değerlendirilecek olması öğrencilerimizde başarılarını etkileyecek oranda kaygı yaratmaktadır. Bu yazımla amacım siz öğrencilerin ve velilerin bu konuda bir nebze de olsa rahatlamasını sağlayabilmektir.

            Şimdi sizlere daha küçük bir yaşam öyküsü ile seçme şansınızı kullanmanın yaşamınıza nasıl farklılık katabileceğini anlatan bir hikaye örneğini veriyorum. Farklı bölümlerde farklı bakış açıları ve yaşantılar aktarılıyor bu örneklerde. Siz kendinize hangi bölümü daha yakın bulacaksınız bakalım.
            1. örnek
            Sokakta yürüyorum. Kaldırımda bir çukur var. Çukura düşüyorum. Kendimi kaybettim... Çaresizim.
Bu benim hatam değil,
Buradan çıkış yolu bulmam çok uzun zaman alacak.
            2. örnek
            Aynı sokakta yürüyorum. Kaldırımda derin bir çukur var. Onu görmezlikten geliyorum. Yine çukura düşüyorum. Tekrar aynı durumda olduğuma inanamıyorum.
Ama bu benim hatam değil.
Buradan çıkmam yine uzun zaman alacak.
            3. örnek
            Aynı sokakta yürüyorum. Kaldırımda derin bir çukur var.
Onu gördüm. Çukura düştüm... Bu bir alışkanlık... Ama gözlerim açık. Nerde olduğumu biliyorum.
Bu benim hatam.
Çabucak çıkıyorum.
            4. örnek
            Evet aynı sokakta yürüyorum.Kaldırımda bir çukur var. Etrafından dolaşıp yoluma devam ediyorum.
            5. örnek
            Evet, gene mi? Yok, hayır. Başka bir sokakta yürüyorum.
            Aslında herbirimiz bazen aynı güçlüklere farklı pencerelerden bakıyoruz. Ancak hepimizin aslında fark edeceği gerçeklik bir tane ve biz onu fark ettiğimiz zaman çözüm oluyor. Sizler yaşadığınız engellere karşı bu beş çözümden hangisini kullanıyorsunuz? Çözüm alternatiflerini de seçmek bizim elimizde görünüyor.

"En büyük başarı,
başarılı olabilmeyi öğrenmekten geçer"

 

            Başarısızlığa inanan insanlar sıradan olmayı garantilerler. Başarısızlık, büyük işleri başaran insanların sonuç ve durum olarak gördüğü şeylerdir. Bunu örnek olarak çok önemli bir kişiden bahsedelim: O, 

            21'inde işinde başarısız olmuş, 
            22'sinde bir seçim kaybetmiş,
            24'ünde işinde tekrar başarısızlığa uğramış,
            26'sında eşini kaybetmiş,
            27'sinde ruhsal sıkıntı geçirmiş,
            34'ünde kongre seçimlerini kaybetmiş,
            36'sında gene kongre seçimini kaybetmiş,
            45'inde senato seçimlerini kaybetmiş,
            47'sinde başkan yardımcılığı seçimlerini kaybetmiş,
            49'unda tekrar senato seçimlerini kaybetmiş,
            52 yaşında Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimlerini kazanmıştır. Bu kişi Abraham Lincoln'dur.
            İnsanlar ilgilendikleri konularda istedikleri sonuçlara ulaşamadıkları zaman bunu başarısızlık olarak algılamamalı, yaşanan olaylardan olumlu yada olumsuz sonuçlar çıkartarak değişik ve yeni şeyleri denemeli. Ümidini ve başarma isteğini hiçbir zaman kaybetmemelidir.

            Sınav Öncesi 
            Bu dönem sınava kadar olan süreci ifade etmektedir. Bu süre içerisinde sınava ilişkin ya da sonrasına ilişkin durumları düşünmek, kaygıyı ve gerginliği arttırmaktan ileri gitmeyip, aksine eksiklerin giderek artmasına yardımcı olur. Bu dönemde izlenebilecek en akıllıca yol, eksikleri saptayıp bu eksikleri kapatmaktır.
            Araştırmalar gösteriyor ki bireylerin bir olay karşısındaki hazır oluş düzeyleri ve bu konuda kendilerine olan güvenleri ne kadar yüksek ise kaygı düzeyleri normal sınırda ve başarıları da en üst düzeyde oluyor.
Sınava birkaç hafta kala 
* Öğrendiğiniz ve bildiğiniz konuları tekrarlayarak pekiştirmeye çalışın.
* Dengeli beslenin.
* Sınav günü zinde olmanızı sağlayabilecek uyku düzeninizi, daha önceden oluşturun.
* Fazla yorucu olmayan fizik egzersizleri yapın.
* Sınava giriş belgeniz geldiğinde, sınav yerinizi gidip görünüz.
            Sınav Anı 
            Sınav anını düşündüğümüzde içimiz kıpır kıpır olabilir. Başarısız olacağımızı yada ters bir şeyler olabileceğini düşünürüz. Sınavın nasıl geçeceğini düşünmek birçoğumuzu aşırı derecede gerginleştirmekten başka bir işe yaramamaktadır. Sınavla ilgili düşünebileceğimiz tek şey; yapacaklarımız ve izleyebileceğimiz yöntem olabilir. Örneğin;
* Sınavda kendinize, " ben yapmam gereken hazırlığı yaptım " diyebilin.
* Heyecanlanıyorum; ama paniğe kapılmam yersiz. Çünkü heyecan doğal bir durum. Sınava giren herkes gibi ben de heyecanlanıyorum. Heyecan kimseye yasak olmadığı gibi bana da yasak değil. Heyecanı kaygıya dönüştürmemek benim elimde. Kendinize bunu hatırlatın.
* Kesinlikle yatıştırıcı almayın.
* Sınav saatini dikkate alarak her zamankinden biraz daha erken kalkın. 
* Dengeli ve doyurucu bir kahvaltı yapın.
* Sınav öncesinde diğer adaylarla ve kişilerle sınavla ilgili konuşmayın. Sınav öncesi dakikaları sakinlik içinde geçirin.
* "Kendime güveniyorum. bu sınavı başaracağım" deyip, güçlü olduğunuz bölümden yanıtlamaya başlayın.        

            Sınav anıyla ilgili bunları düşünmek ve bir plan çerçevesinde hareket etmek hem işinizi kolaylaştıracak hem de daha gerçekçi çözümlere ulaşmanıza yardımcı olacaktır.
            Sınav Sonrası
            Sınav sonrasını olumlu düşünmek sizi motive edebilir. Ancak olumsuz düşünmek de kaygı yaratır. Bu durumda yapılabilecek şey; günü gelince bunu yaşamak; yani sınavdan sonra oturup bunu düşünmek olabilir. Geçmişte olanlar ve gelecekte olacaklar hakkında düşünüp, yorumlar yada fikirler üretmek elimize bir şeyler geçirmez. Geleceğiniz ve sonrası için sadece " şu an " bir şeyler yapabilirsiniz, olumlu düşündüklerinizi eyleme geçirirsek geleceği güvence altına alabilirsiniz."

 

"Anı yakalayın, o zaman geçmişe de geleceğe de hırsız demezsiniz.
Çünkü zamanımızı (şimdiyi) çalan iki hırsız vardır.
Geçmişin pişmanlıkları ve geleceğe ilişkin kaygılarımız."

 

            Çin 'de yoksulluk içinde yaşayan bir köylü varmış. Bir gün tarlayı süren atı ölmüş ve tarlasını süremez hale gelmiş. Komşuları olan köylüler, ''Ne büyük bir şanssızlık" diye konuşmuşlar. Çiftçi ise, ''Şimdilik göreceğiz bakalım" demiş.
            Birkaç gün sonra, durumuna acıyan komşuları ona bir at hediye etmişler. Köylüler ''Ne şanslı bir kişisin" demişler bu sefer.
            Fakat birkaç gün sonra hediye edilen at kaçmış. Köylüler ise ''Zavallı adam ne kadar şanssız" demişler bu sefer. Yoksul çiftçi ise ''Şimdilik, göreceğiz bakalım" demiş gene.
            Birkaç gün sonra ise kaybolan at yanında bir başka atla geri gelmiş. Köylüler ''Ne şanslı adamsın" demişler tekrar. Ama çiftçinin tepkisi aynı olmuş gene. ''Şimdilik, göreceğiz bakalım " demiş.
            Çiftçinin iki atı olunca oğlu da diğer ata binmiş ve çiftçinin oğlu attan düşüp bacağını kırmış. Bu sefer köylüler  ''Ne şanssız bir adamsın" demişler. Çiftçi ise ''Şimdilik" demiş.

            Aradan birkaç hafta geçmiş ve ülkede savaş çıkmış. Eli silah tutan gençleri askere alıyorlarmış. Askeri birlikler köye geldiklerinde tüm gençleri toplayıp götürmüşler. Ancak çiftçinin oğlunun ayağı kırık olduğu için onu askere almamışlar. Köylüler gene "Yahu, ne şanslı adamsın" demişler. Evet artık çiftçinin yanıtı tahmin edebiliyorsunuzdur. ''Şimdilik, göreceğiz, gelecekte neler olacak."
           Bizler de geleceğe ilişkin biraz daha olasılıklı ve olasılıklara hazır bakabilsek sanırım gerginliğimiz azalacak ve işlerimiz daha da yolunda gidecektir. Bazı olaylar karşısında sakince ''Şimdilik" diyebilirsek ne güzel olur, değil mi ?



                                                                                                          Psikolog Elif DİLEK

                                                                                                         Psikolojik Danışman

                                                                                                  Haşim İşcan İlköğretim Okulu